cuma gününden beri taksimde eylemde, direnişteyim. liseden beri silivri,
cumhuriyet, haksız yere kck adı altında tutuklananlar, cumartesi
anneleri vs. hemen hemen bütün eylem ve mitinglere katılıp hakkımı
arıyorum. tabi cuma günü de. 3
gündür oradaydım, arada eve üst baş
değiştirmek, duş ve yanıma bir iki parça eşya almak için uğradım.
cumartesi ve pazar gecesi polis müdahalesi beşiktaş'ta sürüyordu. yine
oradaydım. zaten cuma günü de sağ göğsüme kapsül geldi ama fazla bir şey
yok. cumartesi sadece gaz, gaza zaten alışalı çok oldu. pazar gecesi
kapsüllerden korunmak için ağaçların arkasına saklanıyor, gaz
gelmediğinde barikat kuruyorduk. barikatı yavaş yavaş ilerletiyor,
akaretler civarında ki arkadaşlarımıza desteğe gidiyorduk. sonra kepçe
geldi. ilerleme hızımız da arttı. yine ağacın arkasına saklandım. kapsül
arkamda duran ağaca çarptı ve bana sekti. kafamı zaten otomatik eğdiğim
için sırtıma geldi de kurtuldum. polis zaten gazı yukarıdan değil direk
öldürmek amaçlı üzerimize atıyor. bir ara yoğun biber gazına
dayanamayıp biraz geri çekildim dinlenmek için. biri daha geldi yanıma,
sigarasından ikram etti. soluklanıp sigara içiyorduk. derken
sığındığımız halde kapsüllerden biri kafasına geldi. akıbeti ne oldu
bilmiyorum. biraz zaman geçti kepçeyi polis yaktı ve bombardımana
başladı. kapsüllerden biri bacağımı sıyırdı. düşmemek için
dolmabahçe'nin demirlerine tutundum. o sırada arkamdan biri geldi ve
beni polise doğru çekti ama tutunduğum için götüremedi ve tökezledi.
kıçıma bir tekme attı. son anda yetiştiler de polis almadan kurtuldum
geri kaçtım. iki gündür ne oturabiliyorum ne kalkabiliyorum. direnişe
pasif devam etmek zorundayım toparlayana kadar.
karşımızdakiler nedenini bilmediğimiz bir kin güdüyorlar bize. yani
polisler. öldürmek için müdahale ediyorlar. canımıza kastediyorlar.
neyine saygı duyabilirim? belki de orada ki polislerden zeki olmamız
ağırlarına gitmiştir, bilemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder