21 Şubat 2011 Pazartesi

Kırık bir hikaye...


Yasım kac hatırlamıyorum. Sanırım yedinci sınıfa gidiyorum. Evvelden bir kırık, birkac yarık ve bol miktarda sakarlık dolu hayatım aynen devam etmekte. Okumus oldugum ilkokulun arka sokagında bir yokus var. Herkes araba ve bisikletle inerken, hatta yürürken bile korkar. Birgün kuzenimin bisikleti, kuzenim ve ben üclüsü yine oradayız. Her zamanki gibi sikimsonik bir adrenalin icerisinde, o zamanlar “piskilet” diye adlandırdıgımız bisiklet aracı ile yokusun basındayız. Birden sahsıma adeta vahiy inercesine “bu yokustan bisikletle iiinnnn!!” seklinde dürtü gelir. Dedim ya o zamanlar sikindirik bir adrenalin anlayısımız var. Rahat dururmuyum?
Tabiki hayır! Aldım bisikleti altıma ve yokustan inmeye basladım.

Hikaye buraya kadar normal degil mi? Ama ben ne yapıyorum? Yine ortalıgı kasıp kavuran öldürücü darbeyi vuruyorum. Herkesin inerken fren yaptıgı, hatta kimi bisikletlerin frenlerinin patladıgı yokusta daha cok pedal ceviriyorum. Derken kacınılmaz son geliyor ve yokus bitiyor. Yokusun bitiminde yol ikiye ayrılıyor. Sag yön ve sol yön olmak üzere. Nedense ben sag tarafı seciyorum bok varmıs gibi. Evet hafiften gidonu kırdım, dönüyoruumm dönüyoruumm eveeett az kaldı veee zbammmmm!!! Bisiklet altımdan gittiiii. Ben sag tarafa dogru havada taklalar esliginde adeta yuvarlanarak park etmis bir arabaya kafa atma destegi ile durabiliyorum. Kafamı ceviriyorum ve birde ne göreyim? Bisiklet benim kadar sanslı degil. O hala sol yöne dogru taklalar atmakta. O cok kısa zaman dilimini slow motion olarak yasamaktayım tabikide. Agzımdan cıkan “amıaa goyiiiiimmm!!!” feryadı ile herkes etrafıma toplanıyor. Bana kendi cabalarıyla ilk yardım teknikleri uyguluyorlar. Gercek su ki sag ayak bilegim kırıldı. Etrafımdakilerde bu yüzden bagırdımı zannettiler. Fakat benim düsüncem baskaydı. BİSİKLET! Ben bisikletin tarafına dogruluyorum, beni oturtuyolar. Buz getiriyorlar ve artık dayanamıyorum haykırıyorum “ abi piskilet benim degildi amıa koyim yeaa”. Haliyle herkes göt olmus durumda. Benim o sırada kırılan bilegime aglamam gerekirdi. Ama daha önceden basıma geldigi icin biliyordum olacakları. Zaten öncesinde de aglamamıstım. O ayrı bir hayvanlıgım ona sonra geliriz. Neyse feryat figan bisikleti sorustururken dayanamayıp getiriyorlar. Bakıyorum gayet saglam duruyor. Bisiklete binip bir an önce siktir olup gitmek istiyorum ama cabalarım nafile. İste o zaman dank ediyor kafama lan o gelen catırt sesi benim kırılan bilegimin sesiydi. Usul usul seke seke eve yürümeye calısırken bunuda beceremeyip takriben 150-200 metre sonra yere kapaklanıyorum. Bir hafta evde yatıs. Ohhhh. Sonrasında iki ay doktor raporu ile evde yatıs. Bir ayda okula gidip hicbirseyi siklememe derken bir dönemide kapatıyorum.

Özet:  Mal canın yongasıdır.

3 yorum:

  1. lan benim bisiklet senden sağlam çıktı nerden hatırladın o günü helal ossun.d.d

    YanıtlaSil
  2. hepsi bi yana, kafa attığın arabaya noldu panpa?

    YanıtlaSil
  3. @Tufan Tunç en son kaportada bir göcük hatırlıyorum :/

    YanıtlaSil